13 Temmuz 2009 Pazartesi

Kaman Tarihi


İç Anadolu Bölgesi’nin Orta Kızılırmak Bölümü’nde Kırşehir İli’ne bağlı bir ilçe olan Kaman, doğusunda Akpınar ve Kırşehir, batısında Bala, güneyinde Şereflikoçhisar, kuzeyinde ise Keskin ve Akpınar ilçeleri ile çevrilidir. Kırşehir’in kuzeybatısında yer alan ilçe toprakları engebeli ve yüksek platolar halindedir. Kırşehir ile kaman arasındaki Baran Dağı (1.701 m.) ilçenin doğu ve güneydoğusunu engebelendirmektedir. Baran sıra dağları üzerinde Ali Üllez Dağı (1.528 m.), Topakkaya Dağı (1.300 m.) ve Buzlu (1.609 m.) Dağı yer almaktadır. En büyük akarsuyu Kızılırmak olup, Büyükdere, Kılıçözü ve Kırşehir Çayı ilçe topraklarını sulamaktadır. Kaman’da doğal göl bulunmamakta, yalnızca elektrik üretimi ve sulama amaçlı Hirfanlı Baraj Gölü’nden yararlanılmaktadır. Kırşehir’e 52 km. uzaklıktadır. Denizden yüksekliği ortalama 1.075 m. olan ilçenin yüzölçümü 1.365 km2 olup, toplam nüfusu 64.415’tir. Kaman’a 8 km. uzaklıktaki Çağırkan Kasabası sınırları içindeki Kalehöyük’de 1986 yılından buyana Kültür Bakanlığı ile Japonya Ortadoğu Kültür Merkezi adına Japonlar tarafından yapılan kazılarda ele geçen eserlerden, Kaman ve yöresinin MÖ. 3000 yılarına giden bir yerleşim yeri olduğu anlaşılmaktadır. Bu durumda MÖ.3000 yıllarında Hititler buraya yerleşmişlerdir. Eski Hitit ve Geç Hitit dönemlerinden sonra, yine Eski ve Geç Frig Dönemi’nin yörede yoğunlaştığı arkeolojik kazı ve yüzey araştırmalarından anlaşılmaktadır. M.Ö. 550’de Anadolu’nun tümüyle birlikte Kırşehir ve yöresi de Pers egemenliğine girmiştir. Kırşehir’de bu döneme ait önemli yerleşim kalıntı ve buluntularına rastlanmamasına rağmen, Kaman Kale Höyük kazısından Pers Dönemine ait mühürler bulunmuştur. Antik Çağda burada Zama isimli bir yerleşim yeri olduğu kaynaklardan öğrenilmektedir. M.Ö. 333 yılında kurulan Kapadokya Krallığı döneminde otorite yetersizliği yüzünden Kırşehir ve yöresi yoğun baskı görmüştür. M.S. 18’de Roma İmparatoru Tiberius Kapadokya’yı resmen Roma’ya katarak eyalet durumuna getirmiştir. Roma döneminde Kırşehir yöresi putperestliğin yanı sıra Hıristiyanlığın da hızla yayılmıştır. Kaman yöresinde Bizans dönemine ait yapı kalıntıları ile Ömerhacılı Kalesinin kalıntıları bulunmaktadır. Bu da yörede bir Bizans yerleşimi olduğuna işaret etmektedir. Malazgirt Savaşı’ndan (1071) sonra Oğuz boylarından bazı topluluklar Kaman’ın bulunduğu yere yerleşmişlerdir. Nitekim günümüzde Kaman’daki bazı köy isimleri Oğuzlar ile olan yakın ilişkiyi göstermektedir. XII.yüzyılda kısa bir süre Danişmentlilerin eline geçen yöreye yeniden Selçuklular hakim olmuştur. Moğolların Kösedağ Savaşı’ndan (1243) sonra, Anadolu’yu istila ettiği dönemde Kırşehir’den konaklama yeri olarak yararlanılmıştır. Memluk Sultanı Baybars 1277’de Anadolu’ya gelerek Elbistan’da Moğolları yenilgiye uğratmış, Selçuklu ordusunun bir bölümü bu savaş sırasında Memluklulara katılmıştır. Kırşehir ve yöresi 1365’de Eretna Beyliği’nin hakimiyetine girmiştir. Timur’un Ankara Savaşı’nda (1402) Yıldırım Beyazıt’ı yenmesi üzerine Karamanoğullarına verilen Kırşehir ve yöresi , II. Murat döneminde (1402-1451) kesin olarak Osmanlı topraklarına dahil olmuştur. Kaman 1913 yılında bucak merkezi iken, 1944 yılında ilçe olmuştur. 1954 yılında Kırşehir’in ilçe haline dönüştürülmesi sonucu, Ankara’ya bağlanmış, Kırşehir’in yeniden il statüsü kazanması ile ilçe olarak tekrar Kırşehir’e bağlanmıştır. İlçeden günümüze gelebilen tarihi eserler arasında; Ömerhacılı Kale Kalıntıları ve Temirli Kilisesi bulunmaktadır. Ayrıca ilçede Hirfanlı Baraj ve Gölü bulunmaktadır.